21 Haziran 2011 Salı

AMA-Program No :31 Yayın Tarihi - 23 Haziran 2011 Perşembe

23 Haziran Tarihli Yayınımızın konuğu Türkiyenin ilk 'Set' fotoğrafçılarından, Yeşilçam'ın 50 yılına tanıklık etmiş bir isim, Güngör Özsoy.   Kendisine ait detaylı bilgilerve  çalışmalardından bir seçki aşağıda. Blog'un sonunda ki video'yu da izlemeyi ihmal etmeyiniz.  Güngör Bey 23 Haziran Perşembe gübü saat 11:30'da 94.9 Açık Radyoda konuğumdur. 









“Fotoğrafçılık Güzellikleri Ebedileştirme Sanatıdır”

Fotoğraf Sanatçısı Güngör Özsoy’un güzel sanatlara eğilimi, yetenekleri genlerinde var. Özsoy müzisyen bir ailenin çocuğu olarak 1941 yılında İstanbul’da doğmuş.

Özsoy, kemanıyla profesyonel bir ses sanatçısına eşlik edebiecek, Selahattin Pınar gibi bir müzik dehasıyla aynı sahneyi paylaşabilecek derecede müzik bilgisi ve becerisine sahiptir. 1958-60 yıllarında onu dönemin ünlü müzikholü Küçük Çiftlik Gazinosu’nun sahnesinde çalışmıştır.

Güngör Özsoy, 1960 yılında, o güne kadar amatörce ilgilendiği fotoğraf sanatına tutkusunun ön plana çıkmasıyla, magazin muhabiri olarak gazeteciliğe başlamış. Önce, Gece Postası ve Radyo Alemi gibi dönemin ünlü gazete ve dergilerinde çalışmıştır. Daha sonraları sırasıyla Artist, Sinema, Ses ve Perde gibi magazin ağırlıklı dergilerde şöhret basamaklarını hızla tırmanmış ve Erol Dernek, Sayıl Erman, Meftun Olgaç gibi magazin dünyasının efsane isimleri arasına katılmayı başarmıştır.

Türk Sineması’nda 250-300 filmin çekildiği, yeni yeni sinema yıldızlarının ortaya çıktığı, dolayısıyla magazin dergilerinin tiraj patlaması yaptığı, altın devirlerini yaşadığı 60’lı yıllar Güngör Özsoy’un hem basında hem de sinema alanında adını daha çok duyurduğu dönem olmuştur.

Askerlik hizmetinden sonra Güngör Özsoy, çalışmalarını Suat Yalaz’ın yayınladığı Saklambaç dergisinde sürdürmüştür (1965). Bu sırada Suat Yalaz, yarattığı Karaoğlan’ı beyaz perdeye uyarlamaktadır. Özsoy, bu filmle sinema fotoğrafçılığına başlamıştır.

Aynı yıl, Ertem Eğilmez’in davetiyle Arzu Film’e geçen Özsoy, aralıksız 15 yıl fotoğraf direktörlüğü yapmıştır. Ünlü kameraman Kriton İliadis’ten edindiği kazanımlarla çektiği film fotoğraflar, sinema tarihimizin örnek çalışmalarındandır.

Güngör Özsoy, Türk Sineması’nın çöküş yıllarının başladığı 80’li yıllarda reklam ve sanayi fotoğrafçılığına yönelmiştir.

90’lı yıllarda Özsoy’un imzasını daha çok kartpostallarda, takvimlerde, posterlerde ve turistik kitaplarda görüyoruz. Özsoy doğaya yönelmiş, Türkiye’nin tarihi ve doğal güzelliklerini yansıtan fotoğraflar çekmektedir.

Güngör Özsoy, tarihi ve doğal güzellikleri görüntüleyebilmek amacıyla , Türkiye’yi Edirne’den, Kars’a on beş defa dolaşmıştır. Bu gezilerin amacı, Türkiye’nin ulaşılması güç bölgelerine dağılmış yüzlerce tarihi, doğal güzellikleri en güzel biçimde görüntülemek oldukça yorucu olmuştur.

Bugün Güngör Özsoy’un arşivinde Türkiye’nin tarihi ve doğal güzelliklerini yansıtan 20.000’den fazla fotoğrafın olması, bilgi ve beceriyle bütünleşmiş, fedakârlıkla yoğrulmuş bir sanat aşkının sonucu ortaya çıkmıştır. Bu fotoğraf kareleri, sanat sevgisiyle, yurt sevgisinin harmanlandığı ulvî bir heyecanın ürünüdür.

Bugün, “Türkiye’nin hangi köşesindeki, hangi turistik ya da tarihi bir yerin fotoğrafı, hangi mevsimde, hangi saatte en iyi şekilde çekilebilir? “ diye merak ediyorsanız, Güngör Özsoy’a soracaksınız. Türkiye’nin tarihi ve doğal güzelliklerinin görüntü yönetmeni Güngör Özsoy’dur. Onun ünlü bir sözü vardır: ‘Fotoğraf 365 gün 24 saat çekilebilir, yeter ki ne çekeceğini bil’

Dünya İstanbul ve Türkiye’nin güzelliklerini Güngör Özsoy’un çektiği nefis fotoğraflardan tanıyor. Bugün dünyanın pek çok ülkesinde yayınlanmış tarihi ve turistik kitabı Güngör Özsoy’un çektiği fotoğraflar süslüyor. Son yıllarda Türk turizminde bir patlama yaşanıyorsa bunda Güngör Özsoy’un da bir payı vardır.

Güngör Özsoy ve Fotoğraf Sanatı

Güngör Özsoy, fotoğrafın güzelliklerini ebedileştirmeyi amaçlayan bir sanat dalı olduğuna yürekten inanıyor. Güngör Özsoy’un arşivinde hep güzellikler var. Konusu ne olursa olsun, çektiği bütün fotoğraflarda o hep ‘güzel’i aramış ‘çirkinlikler hep var, önemli olan gelip geçiveren güzellikleri yakalayıp ebedileştirmektir’ diyor.

Bunda, Özsoy’un yaşamı boyunca güzeli ve güzelliği hep ön plananda tutma kaygısının önemli bir rolü vardır, fakat asıl neden, herkesin gördüğünü fotoğraflarken yaptığı, yapabildiği sanatkârane

Katkılardır. Güngör Özsoy fotoğraf makinesini bir ressamın palet ve fırçasını kullandığı gibi ustalıkla kullanabilen, kendine özgü bir yöntem geliştirebilen, adeta gökyüzüne, denize, ağaçlara yeni renkler katan ender fotoğraf sanatçılarımızdandır.

Güngör Özsoy bugünlerde teknolojiye ayak uydurmuş digital fotoğraflar çekmektedir.

Güngör Özsoy’un Türkiye ve İstanbul’u konu alan iki fotoğraf kitabı projesi vardır. Hazırlık çalışmaları tamamlanan kitaplarda Özsoy’un bugüne kadar yayınlanmış fotoğrafları yer alacaktır.














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder