19 Aralık 2010 Pazar

Program No : 18 Yayın Tarihi - 23 Aralık Perşembe

Bu yayında konuğum Foto Muhabiri Ali ÖZ.


Ali ÖZ ile, 25 yıllık bir tanıklığın gölgesinde Fotomuhabirliğini, Sosyal - Belgesel fotoğrafı, Toplumsal olayları fotoğraflamayı ve Kendinin Fotoğraflarla Türkiye sergisini konuşuyoruz. 

Kendisine ait bir özgeçmiş ve çalışmalarından bir şeçki aşağıda. 

İyi Seyirler. 

Ali Öz;  
Ankara Siyasal Bilgiler Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo Televizyon Bölümü Mezunudur.

Fotoğrafa 1979 yılında elindeki kısıtlı para ile edindiği bir makine ve bir agrandizör  ile başladı. Fotoğrafı kendisine en yakın iletişim aracı olarak gördü ve düşüncelerini şöyle özetledi, yıllar önce yapılan bir söyleşide: “İnsan açlığa katlanabiliyor, ama sevgisizliğe, tutkusuzluğa ve amaçsızlığa  katlanamıyor. Benim de insan sevgimin odaklandığı en dolaysız ve en somut sesleniş aracım oldu fotoğraf sanatı”

Gençlik yıllarında sosyal politika alanlarında uzun süre çalıştı, kooperatifler ve sendikalarda  geçirdiği yıllar kendine özgü görüşlerinin oluşmasında etken oldu.

Daha sonra basın fotoğrafçılığına gönül veren Ali Öz çalışma enerjisi ve özverisiyle bir çok meslektaşını  etkilemiştir. Kendi deyimi ile politik belgesel fotoğraf çeker ve bunu bir görev haline getirmiştir. Bu nedenle Türkiye’deki her toplumsal olayda onu görmek mümkündür.

Yaşama dair ne varsa belgeleyen Ali Öz, bazen kızgın güneş altında, bazen de dondurucu soğukta özellikle toplumsal olaylarda ağır işçi gibi çalışan  foto muhabirlerini, kameramanları ve gazetecileri de objektifi ile ölümsüzleştirmeyi ihmal etmedi. Onun bu çalışması  yirmi  yılını verdiği  basın fotoğrafçılığı alanında  kimi zaman komik, kimi zaman düşündürücü olan  olayları kapsamaktadır.

Ali Öz,  tutku ile bağlı olduğu  gazetecilik mesleğinin doğru ve iyi  yapılması halinde   yaşantımızda önemli bir yeri olan ulvi bir meslek olduğuna  her zaman içtenlikle inandı.

Yurt içinde ve yurt dışında  sergiler açan ve dia gösterileri yapan Ali Öz’ün fotoğraf dalında aldığı pek çok ödülü vardır. Sırasıyla Nokta, Güneş, Milliyet, Cumhuriyet, Aktüel, Tempo ve NTV Mag  dergisinde çalışmıştır. Halen  serbest foto muhabirliği yapmaktadır





















Umut Vakfı 28 Eylül 2010 Verileri (28.09.2010)

Biz yurttaşların yaşama hakkını ilgilendiren Silah Kanunu Tasarısı halen İç İşleri Bakanlığında olup; önümüzdeki Ekim ayında TBMM si Genel kuruluna gelmesi beklenmektedir. Yasa maalesef silahlanmayı kolaylaştırıcı yönünde; yani ruhsatlı silah edinme kolaylaştırılır ise suçun kayıt altına alınması kolaylaşır,kimse ruhsatlı silah ile suç işlemez düşüncesi ile Taslak oluşturulmuştur. Tasarı henüz kanunlaşmadan sesleniyoruz ve uyarıyoruz:

Bir kişiye 5 adet silah edinme izninin verilmesi,

Düğün,nişan kına gibi açık alanda silah bulundurmanın yasaklanmamasının aynen devam ettirilmesi ile yılda çoğunluğu çocuk ve kadın olan 700 vatandaşın ölmesine sessiz kalınması,

Ruhsat almadan başvurulduğunda hemen geçici ruhsat verilmesiyle silahlanmanın kolaylaştırılması

Yivli silahta 21 yivsiz silahta 18 alt yaş sınırının aynen devam etmesiyle; Türkiye’deki silahla ölen ve silahla cinayet işleyen her 3 kişiden birinin 25 yaş altında olmasıyla gençlerin silahla ölmesi veya öldürülmesine seyirci kalınması

Tüfeklerin reklam ve tanıtımının serbest bırakılması, sadece tabancaların görsel medyada reklamının yasaklanmasıyla en büyük risk grubu olan çocuk ve gençlerin yetişkin olmadan silaha olan merak ve ilgisinin aynen devam ettirilmesi

Ruhsatlandırmada Sağlık muayenesinde 2004 yılı öncesine geri dönerek sağlık raporunun tek hekime devredilmesi ile ruhsal muayenenin rafa kaldırılması ve silahlı üç sivil insandan birinin ruhsal problemlerinden dolayı tehlike oluşturmasının önünün açılması

Adli sicil yönünden Silah edinme şartlarına sahip olmayan kişilere hayati tehlike gerekçesi ile her ilde Valilerin başkanlığında il emniyet müdürü, il jandarma komutanı ve MİT’in temsilcisinden oluşan komisyonca can güvenliği bahanesi ile siyasi,hatır ve baskılara açık ruhsatlandırmanın önünün açılması, anayasal eşitliğin ve hukukun delinmesi

Silah muhafazası adı altında silahların diğer bir sivilde bulunmasının önünün açılması ve silahların şahsiliğinin delinmesine yol açarak kontrolsüzlüğünün ve şahsi sorumluluğunun ortadan kaldırılmasıyla suç aleti olarak ruhsatlı silahın kontrolsüzce kullanılmasına davetiye çıkarılması

Ayrıca bu taslakta yer almayan Merkezi veri tabanının olmaması,ruhsat öncesi zorunlu eğitim sertifikasına sahip olmak, ruhsat sonrası denetim ve otomatik iptal siteminin olmaması ve her seferde ısrarımıza rağmen ruhsatlandırmanın sınırlandırılması-zorlaştırılması,eş onayını içeren referans sisteminin,başvuru dilekçesinin 28 gün sonra işleme konulması olan bekleme süresinin ve Chip’li belge isteklerimizin görmezlikten gelinmesi

Tüm bu eleştirilerimizde silahın şiddeti davet ettiği, sivil halktaki silahın yaygınlığı önceden tasarlanmamış olaylarda kullanılmasına sebep olduğu ve her üç aileden birisi ölen ve öldüren anlamında silahla ilgili olarak acı bir geçmişi bulunduğu gerçeği ile bir kez daha TBMM ‘ne seslenerek ; bu yasa genel kurula gelmeden BİREYSEL SİLAHLANMANIN HEPİMİZİ İLGİLENDİREN BİR SOSYAL PROBLEM OLDUĞUNU hatırlatarak ; çözüm üretmelerini istiyoruz. Nihai olarak bu ülkede polis ve jandarma dışında sivillerde silah olmasına yasaklamanın getirilmesini savunuyoruz.



Vakfın düzenlediği "Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın" Fotoğraf Yarışması na ait bir seçki aşağıda. 










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder